Sahte Kimlik Sendromunun Üstesinden Gelmek İçin Yapmanız Gereken 6 Şey

Kendinizi yetersiz hissettiğiniz bir dönem oldu mu? Başarılarınızı veya kazandığınız şeyleri aslında hak etmediğinize dair bir duyguya kapıldınız mı? Kendi kendinize “buralara gelmeme tamamen şans” dediniz mi? Eğer bu sorulara cevabınız evet ise sahte kimlik sendromunun ne olduğunu biliyorsunuz demektir. Ayıca hemen belirtelim, yalnız değilsiniz. Çünkü Imposter sendromu olarak da bilinen sahte kimlik sendromu, günümüzde oldukça yaygın. Kişinin başarılarını ve kazanımlarını haksız yere elde ettiğini düşünmesine ve kendisini bir sahtekar olarak görmesine neden olan bu duygu durum bozukluğu, dünya genelinde çok sayıda insanı etkiliyor. Elbette neden olduğu duygu ve düşünceler yüzünden kişinin yaşam standartlarını hayli düşüren, tehlikeli bir sendrom. Ancak bu tehlikeli sendromdan kurtulmak için yapılabilecek bazı şeyler var. İşte sahte kimlik sendromunun üstesinden gelmek için yapabileceğiniz 6 şey.

1. Farkında olun

Bazı uzmanlar sahte kimlik sendromunun “kişinin gerçek kimliği ile kafasında yarattığı kimlik farklı olduğunda ve kendisini olduğundan çok daha kötü gördüğünde” ortaya çıktığını söylüyor. Bununla birlikte kişinin kendisiyle gerektiği gibi bir bağ kuramaması ve kendisine yeteri kadar zaman ayıramaması da sendromun görülme ihtimalini artıyor. Bu nedenle kişinin kendisi, düşünceleri veya yaşamıyla ilgili sorunların farkında olması büyük bir önem taşıyor. Aynı şekilde kişinin kendisine neyi, nasıl söylediği de oldukça önemli. Uzmanlar sahte kimlik sendromundan korunabilmek için “yeterli değilsin” diyen sesi doğru zamanda fark etmek gerektiğini ve onunla doğru şekilde mücadele etmek gerektiğini belirtiyor.

2. Başarılarınızı kendinize hatırlatın

Kişinin kendi başarılarını kabullenememesi sendromun en dikkat çekici semptomlarından biri. Bu sebeple zaman zaman geçmiş başarılarınızı kendinize hatırlatmanızın ve onların ne kadar gerçek ve hak edilmiş olduğunu hatırlamanızın hiçbir zararı yok.

3. Her başarıyı kutlayın

Modern yaşamın hızına ayak uydurmak her zaman kolay değil. Herhangi bir şeyi başardıktan hemen sonra, yeni bir başarı için mücadeleye girişmiyor muyuz? Başarılarımızdan veya mücadelemizden dolayı kendimizi kutlamıyoruz, ödüllendirmiyoruz. Oysa ister küçük olsun ister büyük tüm başarıların en eğlenceli tarafı, “kutlamak” değil mi? Pek çok uzmana göre başarılarınızı kutlamak, sahte kimlik sendromu ile mücadele edebilmek için yapmanız gereken en önemli şeyler arasında yer alıyor.

4. Kendinizi başkalarının gözünden görün

Kendinizin, kendiniz hakkındaki düşünceleri ile başkalarının sizin hakkınızdaki düşünceleri arasında bir uçurum varsa, sahte kimlik sendromu ile karşılaşmış olabilirsiniz. Çünkü pek çok uzmana göre sendromun önemli semptomlarından biri bu. Bu sebeple bazen kendinizi başkalarının gözünden görmeniz yardımcı olabilir. Bunun için insanlara sizinle ilgili düşüncelerini sorabilir, iş yerinizdeki yöneticilerinizle konuşabilirsiniz. Bu düşündüğünüzün aksine, yetersiz olmadığınızı görmenizin kestirme yollarından biridir.

5. Beklentilerinizi dengeleyin

Başaramama korkusu son derece normal. Peki, ama bu korkunuz gerçekçi mi? Gerçekten de başaramayacağınız bir şeyle mi karşı karşıyasınız, yoksa ortada bir yanılsama, tehlikeli bir sendrom mu var? Bu noktada uzmanlar, kişinin beklentilerini dengelemesi gerektiğini böylece gerçeği daha net bir şekilde görebileceğini ifade ediyor. Örneğin yeni yeni koşmaya başlayan birinin 4 ay sonra maratonda başarılı olmayı hedeflemesi gerçekçi bir beklenti değil. Bu sebeple “‘Bu göreve hazır değilim” demeden önce ne kast ettiğinizi, kendinizi nerede gördüğünüzü netleştirin beklentilerinizi rasyonel bir zemine oturtun ve yolunuza devam edin.

6. Öz bakımınıza özen gösterin

Çünkü bu size yardımcı olacak şeyin ne olduğunu bulmanızı sağlayabilir. Söz gelimi spora başlayabilir, yürüyüş yapabilir veya dans edebilirsiniz. Uzmanlar öz bakımınıza özen göstermenizin psikolojik sağlığınızı önemli ölçüde yükselteceğini ve sahte kimlik sendromu ile mücadelenize önemli bir katkı sağlayacağını dile getiriyor. 

Kaynak: 1